İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, meslektaşlarının gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını
protesto ettikleri için gözaltına alınan gazetecilerin 6 aydan 3 yıla kadar hapsini istiyor.

Gazetecilerin yasal haklarını koruyan Basın-iş Kanunu’nun yürürlüğe girme tarihi olan 10
Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü olarak anılıyor. 63 yıldır yürürlükte olan bu kanuna rağmen
gazeteciler özlük haklarından mahrum bırakılarak iş güvenceleri olmadan, sansür ve baskı
altında görevlerini yerine getirmek zorunda kalıyor.

2022’nin ekim ayında basın meslek örgütlerinin “Sansür Yasası” olarak da nitelediği “Basın
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlüğe girdi, 2023 yılı
başlarken gazeteciler için sansür ve baskının şiddeti arttı.

Demokrasi için Medya, Medya için Demokrasi projesi kapsamında yürütülen 2023-1 Medya
İzleme Raporu’na göre 2023’ün ilk altı ayında tespit edilebildiği kadarıyla;
● (12 ayda 78 gazetecinin gözaltına alındığı 2022 yılına göre artışla) en az 56 gazeteci
gözaltına alındı
● gazetecilere fiziksel şiddetle engelleme vakaları 40’ı buldu
● gazetecilerin yargılandığı basın davaları sayısı 336’yı buldu

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından her yıl yayınlanan Basın Özgürlüğü
Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 165. sırada. Yine Sınır Tanımayan Gazeteciler
tarafından sağlanan verilere göre 2024’ün ilk 10 gününde 6 gazeteci gözaltına alındı. Bütün
bu verilere göre raporda, Türkiye’de ulusal medyanın %90 oranında baskı ve kontrol altında
olduğuna işaret ediliyor.

Halkın demokrasiye katılımını sağlayan temel unsurlardan biri olan gazetecilik, ifade ve
basın özgürlüğüne hasar veren uygulamalardan kurtarılmalı, bu uygulamalar çağdaş ve
özgürlükçü bir yaklaşımla düzenlenmelidir. Bu amaçla basın meslek örgütlerinin hukuki
destek kapasitesini arttırması ele alınabilir. Barolarla işbirliği yapılarak gazetecilere hukuki
desteği arttırmanın yolları avukatlarla birlikte düşünülebilir.