Bir Fark Etme ve Anlamlandırma Meselesi Olarak: Flört Şiddeti

Yaşanan bu sorunları; ilişkiyi “yürütebilmek” adına ya da başka nedenlerle, “aman canım ne olacak, ilişkide olur öyle şeyler, birbirimize iyi geliriz, zamanla bu da aşılır, onun sevgi dili de bu” gibi bahanelerle normalleştiriyoruz.

Aklımızı başımızdan alan, ayağımızı yerden kesen, bizim için iyi olanı düşünen, tutku dolu anlar yaşadığımız, sürprizlerle dolu romantik komedi kıvamında ilişkiler de toksik ilişkiler kadar taraflara zarar veren, şiddet türlerinin bazılarını içinde barındıran, bunları besleyen ve yeniden üreten ilişkiler olabiliyorlar. Üstelik tüm bunları “çok sevmek” kılıfına sokarak yapabiliyoruz. Çok sevmeyin sayın okur, ya da sevgi dilinizi değiştirin.

Peki ya nedir bu flört şiddeti?

İlişkinin herhangi bir aşamasında, ilişki biterken, ya da sonrasında partnerlerden birinin diğeri üzerinde çeşitli yöntemlerle güç ve kontrol kazanmaya çalıştığı, zarar verici davranışlar sergilediği sınır ihlâlidir.

Bu durum, kısa veya uzun süreli, çevrimiçi ya da yüz yüze ilişkilerde yaşandığı gibi, cinsiyet, cinsel yönelim ve yaştan bağımsız olarak da yaşanabilir. Tüm diğer şiddet biçimleri gibi, flört şiddeti de her kişi ve ilişki için farklılık gösterir ve şiddeti anlama, atlatma biçimi de kişiye göre değişir. Tek bir flört şiddeti türünden bahsetmek ise ne yazık ki mümkün değildir. Bunlar:

  • Duygusal/sözel şiddet,
  • Dijital şiddet,
  • Israrlı takip,
  • Fiziksel şiddet,
  • Cinsel şiddet,
  • Ekonomik şiddet,
  • Sosyal şiddet şeklinde karşımıza çıkar. Ayrıca:
  • Gaslighting (manipülasyon),
  • Love-bombing (aşka tutma),
  • Ghosting (hayaletleme),
  • Benching (yedekleme),
  • Stealthing (onaysız prezervatif çıkarma) gibi kavramlar da flört şiddetinin bir unsurudur. Konu ile ilgili olarak, uzmanların aktarımlarına baktığımızda; “kişinin hem şiddeti uygulayan hem de kurban olma olasılığı oldukça yüksektir. Çünkü insanlar genelde flört şiddetine yine şiddetle karşılık vermeyi uygun görürler” gibi bir ifade oldukça dikkatimi çekti. Fakat kendi adıma bu ifadenin problemli bir aktarım olduğunu da düşünüyorum. İlişkinin başlarında fark edilemeyen flört şiddeti, süreç ilerledikçe dozunu arttırarak mağdurun hayatını tamamen etkileyen bir durum haline gelir ve ciddi bir sınır ihlâline, tacize dönüşür. Flört şiddeti türlerini ayrı ayrı ele alacak olursak:
  1. Duygusal şiddet: Şiddet türleri arasında en az bilinen ama en sık maruz kalınan şiddet türüdür. Bir diğer ismiyle de psikolojik şiddettir. Kişinin öz güvenini, öz saygısını yitirip korku ve kaygı yaşamasına, kendinden şüphe etmesine ve suçluluk duygusu yaşamasına sebep olur. Doğrudan hakaret, küfür, korkutma yöntemi ya da manipülasyon ile de uygulanır.
  2. Dijital şiddet: Teknolojik araçların ve sosyal medyanın hayatımıza yoğun bir şekilde girmesi bu şiddet biçimi ile karşılaşma sıklığımızı arttırdı. Bu şiddet biçimi, kimi zaman dijital araçların ve sosyal medya platformlarının partner kontrolü ile kullanılması, (şifre isteme, paylaşılan fotoğraflara türlü bahaneler ile karışma, takipçi ve takip edilen hesaplara müdahale vb) şeklinde karşımıza çıkar.
  3. Israrlı takip: Kişinin sosyal hayatını da etkileyen bu şiddet türü, kişinin güvenliğini, kişiyi fiziksel ya da sosyal medyadan sürekli takip etme durumudur. Bu şiddet türü genelde ayrılan ya da birlikteliğini sürdüren partnerler arasında çok sık görülür. Tehdit etmek, gözdağı vermek ve kontrol etmek amacı ile yapılır.
  4. Fiziksel şiddet: Şiddet türleri arasında anlaşılması en kolay olan türdür. Kişiye fiziki müdahale, saldırı şeklinde yaşanır. İlişki sürecinde ya da ayrılık aşamasında yaşanan bir şiddet türüdür.
  5. Cinsel şiddet: Partnerlerden birinin, bir diğerini cinsel birliktelik veya yakınlık yaşamak için zorlaması, cinsellik konusunda “hayır”ı kabul etmemesi, alkol etkisi altındayken ya da kişinin bilinci yerinde değilken cinsel birliktelik kurması, cinsel birliktelik sırasında, öncesinde veya sonrasında küçümseyici ve kaba bir tutum sergilemesi, doğum kontrol yöntemlerini kullanmaması veya kullanılmasını engellemesi cinsel şiddet örnekleridir.
  6. Ekonomik şiddet: Ekonomik şiddet, kişinin davranışlarını, kararlarını kontrol etmek için parasını kullanmak, parasını nasıl harcamayı seçtiğini belirlemeye çalışmak, işiyle ilgili konuları kontrol etmek ve ekonomik özgürlüğüne karışmaktır.
  7. Sosyal şiddet: Kişinin sosyal yaşamına, sosyal çevresine müdahale etmek ve sosyal yaşamda rezil etmek ile tehdit etmek, hatta bunu yapmak sosyal şiddettir.

Süreci anlamlandırma ve sonlandırma:

Şiddetin ve şiddet türlerinin ne olduğuna kısaca baktık ki zaten pek çoğumuz bunları biliyoruz. Fakat ne yazık ki bazen bildiğimiz halde durumun ne olduğunu, ne yaşadığımızı anlamlandıramıyor ve şiddet döngüsü içinden çıkamıyoruz ya da çıkmaya çalıştığımız sırada başka bir şiddet türü ile karşılaşıyoruz.

İlişkimiz güvenli mi?

Bu soruyu kendimize hatırlatmalı ve en dürüst halimizle yanıt verebilmeliyiz. Türlü bahaneler ve “ama”lar sıralamadan. Ve partnerimizi gözlemlemeli, dinlemeli, kendimizi de dinlemeliyiz.

Örneğin; “Partnerin toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında ne düşünüyor, düşüncelerini davranışlarına ne ölçüde yansıtıyor?”, “Partnerin çevrendeki ve kendi çevresindeki insanlara nasıl davranıyor?”, “Partnerin sorunlarını hangi yöntemleri kullanarak çözmeyi tercih ediyor?”, “Partnerin, ona verdiğin bir sırrı başkalarına anlatıyor, ya da anlatmakla tehdit ediyor mu?”, “Kendini onunlayken nasıl hissediyorsun?”, “Onunla birlikteyken bir başkası gibi davranmak zorunda hissediyor musun?”, “Partnerinle yargılanma kaygısı yaşamadan iletişim kurabiliyor musun?”, “İlişki yaşarken hissettiğin duygular sana mı ait?”

Bu ve benzeri gibi kendimize sorabileceğimiz bazı sorular, yaşadığımız ilişkiyi anlamak ve anlamlandırmak için bize bir veri sunabilir ve bazı şeyleri fark etmemizde katkı verebilir. Bazen yaşadığımız şeyi “küçük” bir tartışma sayesinde fark edebiliriz.

Partneriniz, bir tartışma sırasında sizi bencillikle suçluyor, psikolojinizin bozuk olduğunu beyan ediyor olabilir veya küserek, sessiz kalarak ve sizden uzaklaşarak “cezalandırmayı” seçebilir. İşte bu noktada o ilişkiden ardınıza bile bakmadan uzaklaşın ve “Bence ayrıl kanka” diyen dostlarınıza kulak verin sayın okur. Gördüğünüz şiddet karşısında elbette yalnızca oradan uzaklaşmakla da kalmayın. Bu konuda destek alabilmek için kadın dayanışma ağlarından hem hukuki hem de psikolojik destek almanız mümkün olduğu gibi acil durumlarda polis ve jandarmayı da arayarak destek almanız da mümkün. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın da konu ile ilgili destekleri oluyor. Kişiyi ifşalamak, duygularınızı sanatınızla ifade etmek, bulunduğunuz ortamı değiştirmek de diğer seçenekler arasında size göz kırpabilir.

Ne olursa olsun, yaşadığımız şey bizim suçumuz değil ve asla yalnız değiliz!

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir